Geleceğimiz için yeşil buluşma

Geleceğimiz için yeşil buluşma

Geleceğimiz için yeşil buluşma

İklim değişikliği ve yeşil dönüşümün A’dan Z’ye ele alındığı EKO İKLİM Zirvesi, dün başladı. Zirve çerçevesinde düzenlenen oturumlarda iklim krizine karşı önemli uyarılar yapıldı, açılan stantlar da ise çevreci uygulamalar tanıtıldı.

İklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğinin ekonomiye etkisini en aza indirmek amacıyla düzenlenen ‘EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi/Fuarı’, dün ATO Congresium’da başladı. Zirvenin ilk gününde moderatörlüğünü tiyatro sanatçısı Altan Erkekli’nin yaptığı açılış programına; Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin gibi isimler konuşma yaptı. Zirvede; kurum ve kuruluşların iyi örnek uygulamaları açılan stantlarda sergilendi. Bugün de devam edecek zirvede, doğa dostu çalışmalar ele alınmaya devam edecek.

TOGG dönüşümün öncüsü olacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’de ilk kez Ankara’da görücüye çıkan yerli otomobil TOGG ile ilgili, “Fuar alanının yıldızının doğuştan elektrikli ve otonom aracımız TOGG olacağı aşikâr. TOGG bu yıl sonunda trafiğe çıktığında sadece ülkemizin değil dünyanın da yıldızı olacak. Sıfır karbon emisyonuyla, iklim değişikliğiyle mücadeledeki en önemli kazanımlarımızdan bir tanesi TOGG otomobil olacak. Tam zamanında ve doğru teknolojiye yatırım yaparak hayata geçirdiğimiz bu proje sayesinde, otomotiv sektöründeki rekabetçiliğimizi katlayarak arttıracağız. TOGG sektördeki yeşil dönüşümün de öncüsü olacak. Gerek fabrikanın inşaatı gerekse aracın geliştirilmesi konusundaki çalışmalar planlandığı gibi tüm hızıyla devam ediyor” bilgisini paylaştı. Varank, konuşmasında özetle şu değerlendirmeleri yaptı:

Suya ham madde gözüyle bakmalıyız

“Türkiye, su fakiri bir ülke. Dolayısıyla kullandığımız her bir damla suyun mutlaka geri dönüşümle tekrar tekrar kullanılabilmesinin önünü açmamız lazım. Suya bir israf malzemesi olarak değil, bir ham madde gözüyle bakmalıyız. Yaptığımız her bir yatırımın aslında çocuklarımızın geleceğine, torunlarımızın geleceğine, dünyanın geleceğine yaptığımız bir yatırım olduğunun şuuruyla hareket etmemiz lazım. Bu manada belediye başkanlarımızın ve OSB temsilcilerimizin suyun geri kazanımıyla ilgili projeleri beraber götürmelerinin çok önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Biz de bakanlık olarak burada size her türlü desteği vermeye hazırız.”

Sıkışmış şehirleşme modeli Ankara’ya zarar veriyor

ABB Başkanı Mansur Yavaş: “Sürekli itelenen hak ettiği değeri görmeyen böyle önemli bir meselenin Ankara’mızda ele alınmasını ve öncü kent kimliğine sahip olmasını çok değerli buluyorum. Orman yangınları ve sel felaketlerindeki artış, kuraklık süresi ile şiddetinin uzaması, ekosistemdeki bozulmalar maddi ve manevi olarak tüm yaşamımızı olumsuz etkilemektedir. Eğer bu konuda tedbir almasak 2050’de yılda 23 trilyon dolarlık ekonomik kaybın oluşacağı tahmin ediliyor. Ülkemizin bu durumlara hazırlıksız olması, altyapı yatırımlarının kentleşme sürecinin iklim krizine uygun yapılmamış olması kuşkusuz ekonomik maliyetleri arttıracaktır. Yaşadığımız şehirden örnek vermek gerekirse, ne kadar beton bina varsa Ankara’daki arazinin sadece yüzde 3’ünü teşkil ediyor. Düşünün sadece yüzde 3’e sıkışmış durumdayız. Yüzde 97'si boş ve bunun yüzde 50’si tarıma uygun. Bu sıkışmış şehirleşme modelinin Ankara’ya ne kadar zarar verdiğini yaşayarak görüyoruz. Vatandaşlarımızın orman yangınları, sel felaketleri ve kuraklıkla ilgili yaşadığı manevi etkinin ise bizler için parasal bir karşılığı yoktur. Ne yazık ki geçtiğimiz yıllarda iklim değişikliğine uyumlu yaklaşımlar ortaya konamadığı için çok fazla can kayıpları da yaşadık. Ülkemizde iklim krizine sebep olan sera gazlarının yüzde 72’si enerji sektörü kaynaklıdır. Fosil yakıtlara dayanan bu sektörün artık, fosil yakıtlardan arındırılmasına hız vermek gerekmektedir.”

Çağımızın en acil sorunu

ATO Başkanı Gürsel Baran: “Soluyacak hava, içecek su, yiyecek gıda bulamamak kadar hayati riskler barındıran iklim değişikliği, yaşamın her alanını tehdit etmesi nedeniyle çağımızın en acil sorunu durumunda. Sıcaklık artışlarının önüne geçilmesi ve karbon salınımının düşürülmesini öngören uluslararası sözleşmeler ise ülkeleri bu küresel sorun karşısında ortak bir mücadeleye yönlendiriyor. Çevre ve geleceğimizi ilgilendiren bir sorun olduğu kadar, ticari rekabet konusu da olan iklim değişikliği; üretim, atık yönetimi, tüketim kalıplarında kapsamlı bir dönüşüm ihtiyacını beraberinde getiriyor. Başlı başına ülke ekonomilerini etkileyecek bir konu olan iklim değişikliği, gerekli dönüşüm sağlanamadığında büyüme oranlarına negatif yansıyabilecek bir olgu olarak karşımızda duruyor. Geçmişinde birçok ilkin merkezi haline gelen Ankara, bugün de iklim değişikliği konusunda bir ilki ortaya koyuyor. Tarihteki her önemli dönemde sorumluluk üstlenen, Milli Mücadele’ye karargâh, Türkiye Cumhuriyeti’ne başkent olan Ankara, bugün de ortak akıl ve eylem birliğini yeşil dönüşüm konusunda ortaya koyuyor. Yeşil dönüşümü gerçekleştirdiğimiz takdirde, mevcut avantajlara bir yenisini daha ekleyerek, dünyanın lojistik ve tedarik merkezi olabilecek durumdayız.”

Ortak akla ihtiyaç var

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: “Türkiye’nin yeşil yatırım portföyünü hızla büyütmesi ülkeye daha uygun şartlarda yabancı yatırımı çekebilmek için önemli hale gelecek. Yabancı tasarruflar daha fazla yeşil yatırım imkânı arayacağından Türkiye’nin büyüme ve istihdam gündeminin önceliğinde yeşil yatırımlar olacak. Yeşil sanayi devrimini kaçırmamak için ortak akla ve konuşmaya ihtiyaç var. Biz de geçen yıl, 2053’ü net sıfır emisyona ulaşacağımız yıl olarak en yetkili ağızdan açıkladık. Bu sene finansal sistemde de bir nevi yeşillenme yılı olacak. AB’nin yeşil yatırım standartlarına ilişkin sınıflandırma çalışması, bu süreci biçimlendirecek.”

Biyolojik arıtmaya geçmeliyiz

TBB Başkanı Fatma Şahin: “Teknoloji açığımız var. Bizim hızlı bir şekilde teknoloji açığımızı gidermemiz, ihracattaki yakaladığımız ivmeyi tamamlamamız lazım. Bilgi ekonomisi açığımız var. Beşerî sermayeyi desteklememiz ve gençleri işin başında tutarak onlara yatırım yapmamız gerekiyor. Yüksek biyolojik arıtmaya geçemezsek balıkları öldüreceğimizi, ağaçları kurutacağımızı, çiçeği, böceği koruyamazsak bebeklerimizi koruyamayacağımızı gördük. 2021’de dünyada hiçbir sorun yokken yüzde 10 küçüldük. Aşımız, işimiz, ekmeğimiz küçüldü.”